KADIN #3
Soğuk.
Yalancı bir güneş parlıyor gökyüzünde. Rol yapan bir kadının samimiyeti kadar
sıcak.. İnsanlar sokaklarda dolaşıyor belli gruplar halinde. Yalnız başına
dolaşan biri yok. Yalnızlığı kabullenmek zor, onca kalabalık içinde tek başına
dik durmak zor! Herkes kahkahalar eşliğinde muhabbetler ederken, onların
suratlarına donuk bir ifadeyle anlamaya çalışır gibi bakmak, zor.
Bir tramvay
sesi herkesin bakışlarını üzerine topluyor, kısa bir süre. Yalnız bir kadın
bakışlarını ayırmıyor üzerine gelen tramvaydan. Ne yerinden kımıldıyor ne de
kafasını çeviriyor. Üzerine gelen tramvaya sanki kendini bırakmak istermiş
gibi, dimdik durarak, donuk bakışlarını bir an olsun kımıldatmadan, meydan okur
gibi bakıyor. En sonunda bir güvenlik görevlisi çekiyor kadını kolundan. Kadın,
dalgınlığına gelmiş gibi rol yapıyor ve teşekkür ediyor. Rastgele bir sokağa sapıp
yürümeye başlıyor, kalabalıklar arasında kalan boşluklarda. İki eli cebinde,
kafasında siyah bir bere, ağır ve küçük adımlar atıyor. Kimsenin gülümsemesiyle
karşılaşmamak için başı hep yerde, yerdeki kirli kaldırım taşlarını
incelemekte. Yoksa oda isterdi etrafına gülümsemesini takıp bakabilmeyi, oda
isterdi insanların ona selam vermesini, belki “nasılsın?” demesini isterdi. Ama
eskidendi. Artık hepsinin bir rol olduğunu ve insanların senden bir çıkarı
yoksa yakınlaşmayacağını anlamıştı. Anlamak! Anlamak kadar yaralayıcı bir şey
yoktu BU gezegende.
Bir parkta
durdu kadın. Karşısına, köpekle konuşan bir kız çıktı. Kız bankta iki büklüm oturmuş,
bu havada eldivenlerini çıkarmış, ayaklarının dibinde yatan köpeği seviyordu.
Ne konuştuklarını duymak için biraz daha yakınlarına gitti. Kız öyle derin
düşüncelere dalmıştı ki karşısında dimdik durup ona donuk suratıyla bakan
kadını görmedi. Kadın şaşkınlık içerisinde onları izliyor ve duymaya
çalışıyordu. İster istemez bir anda gözleri doldu kadının. Bu gördüğü tablo
onca boş kalabalıktan daha değerliydi. Daha ne olduğunu bilmeden, gördükleri
onun ruhuna dokunmuştu. İnce bir sızı, derin bir acı hissetti ve daha fazla
dayanamayıp bakışlarını başka yöne çevirdi. Ağlamak istiyordu sadece. Ama sokak
ortasında ağlarsa herkes ona bakar belki yanına gelirdi. İstediği en son şey de insanların bu sahte ilgileri idi. Dişlerini sıktı, gökyüzüne baktı ve derin bir nefes alıp
tuttu gözyaşlarını. Gördüklerine aslında gördüğü şeyin hissettirdiklerine daha
fazla dayanamayıp yoluna devam etti. Ama o tablo çıkmıyordu aklından. Köpekle
konuşan kız, kim bilir neler yaşamıştı, konuşacak kimsenin kalmadığını anlamış
ve kendine gerçek bir dost bulmuştu belki de. Bir insanın dostluğundan bin kat
daha gerçek bir dostluk…
Yollar
gittikçe insansızlaşıyor ve insansızlaştıkça genişliyordu. Kadın daha fazla
kirli kaldırım görmeyeceği için rahatlıyor ve etrafına hatta gökyüzüne doğru
özgürce bakabiliyordu. Yüksek binalar bu şehirde azdı. Belki de en çok sevdiği
özelliği buydu bu şehrin. Binaların balkonsuz olması ne kadar canını sıksa da yapıların
belli bir yükseklikten sonrasına çıkamamaları, bu şehri sevmesi için yeterli
bir sebep olabilirdi…
Sahi Sevgi ile...
***
P.S. : Ekim 2016 tarihinde yazılmıştır.
"Anlamakla katlanmak arasında tükendim."
Şükrü Erbaş
Məncə hər birimiz arada o qadın oluruq. Heç kimin anlamadığı və heç kimi anlamayan. Ətrafdakı kalabalıklar içində yapayalnız...
YanıtlaSilKadın olmak zor değil mi? Aynı zamanda çok da güzel bir şey. :)
SilTeşekkür ederim Değerli yorumunuz için. :)
İnsanlıktan da umudu kalmamış, tutunamamış kadın...
YanıtlaSilOğuz Atay'ın bir sözü var Günlük isimli kitabında.
Kendini o kadar yalnız, dinlenmemiş, anlaşılmamış hissediyor ki sonunda günlük yazmaya başlıyor.
Bunu da ''Canım insanlar sonunda bana bunu da yaptınız'' diyerek ifade ediyor...
Ah güzel kadın, kalbinden öpüyorum!
Oğuz bey ile benzer darbeler aldığımız kanısındayım ve kendisi birçok kişi gibi beni de derinden sarsıyor. Teşekkür ederim değerli yorumunuz için, gönlü güzel insan. :) Sahi Sevgi ile...
SilHayat zor tökezlemeye gelmiyor. Girdaba düşünce çıkması zor ve yıpratıcı oluyor. Umarım herkesin bahtı açık olur. Müzik de çok güzel bu arada:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Turgay Bey. :) Batmadan çıkmıyor insan. Önce en dibe inmek gerek sanıyorum ışığı görmek için. Sahi Sevgi ile...
SilYalnizlığı sevmeli bir insan hüznü sevmeli yanında. İkisini de yanyana koyup tadını çıkartabilmeli.
YanıtlaSilSesin olmadığı bir vakti yakasından tutup hiç bırakmadan, içindeki düşünceleri çekip çevirmeli.....
Sena hanım yazılarınız beni benden alıyor. Harika bir kaleminiz var ve bence bunu değerlendirmelisiniz. Elinize sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim efendim. Bu kadar paylaşımda bulunmak bana yetiyor sanırım. sahi sevgi ile...
SilYaşamın dersleri deniliyor ama bu kadar da çok acı olmamalı dersler. Bu öğretmen çok çoooook insafsız ve gaddar. :)
YanıtlaSilYaşam başlı başına bir ders sanıyorum. Asla bitecek gibi değil ama bir gün geçip gidecek. :) teşekkürler halil bey.
Sil"Yollar gittikçe insansızlaşıyor ve insansızlaştıkça genişliyordu."-...
YanıtlaSilÇok güzel, içinde derin manalar taşıyan bir hikayeydi. Seni okumak bana iyi geldi.
Kalemine sağlık canım Sena... :) En içten sevgilerim ile,
Teşekkür ederim. :) Sahi sevgiler olsun...
Sil