16 Kasım 2016

ÇİÇEKLER

Kasım 16, 2016

ÇİÇEKLER*

Bir film, bir kitap, bir dergi, bir defter, bir kalem iyi gelebilirdi. Zengin kılabilirdi beni. Öyle hissederdim. Yeni bir kitap, yeni bir kıyafete (kılığa) bedeldi. Yeni bir defter heyecanlandırabilirdi yazan, yazmayı seveni. Sokaklarda olmaktansa balkonumda kalmayı tercih ederdim. En sevdiğim müzikleri dinleyerek, yazmayı ya da merakla açıp okuduğum kitapları okumayı. Onca binaya inat karşımda duran kiraz ağacına bakmayı severdim. Ya da annemin çiçeklerine kırmızısına, pembesine, beyaz gülüne bakıp dalıp gitmeyi, saatlerce düşünmeyi. Sadece bir çiçek değildiler. Onlar benim manzaramdı. Bazen dert ortağım, esin kaynağım bile olurlardı. En usta ressamın canlı tablolarıydı. Her gün, her seferinde aynı çiçekleri incelemekten, seyretmekten, sevmekten ve koklamaktan alıkoyamazdım kendimi. Çiçeksiz balkonlar ne kadar boş gelirdi. Eksiktiler, yalnızdılar sanki. Balkonun balkon olabilmesi bir çiçekle sağlanırdı kendimce. Böyle yer edinmişti zihnime. Çiçekler...

Bir çiçeğe bile bakmak, az veya çok sabır isterdi. Özen gerektirirdi. Sevgi isterdi. Sevmeyi bilmeyenlerin bir çiçeği olamazdı bence, olmamalıydı. Sevgi barındıramayanların. Ya da olurdu ve ölürdü. Benim de üniversitenin ilk yıllarında bir çiçeğim vardı. Mor bir sümbül. Lakin bende o sabır ve sevgi yoktu sanırım, yarım yıl sonra ölmüştü çiçeğim. Ya da sevmemişti beni, yerini, suyunu. 

Annem çiçekleri çocukları gibi severdi. "Benim hiç çocuğum olmadığı için miydi?" diye düşünmüştüm. Sonraları kendime “Ben bir çiçeğe bile bakamam.” dediğimi hatırlıyorum. Oysa çiçeklerim olsun isterdim rengarenk, çeşit çeşit. Ama önce bir balkona yahut bahçeye sahip olmalıydım kendimce. Bir balkonum, bahçem olursa orayı çiçeklerle donatacağıma dair bir söz bile verdim kendime. Lakin sırf güzel gözüksün değil amacım. Çocuk sahibi olur gibi, evlat edinir gibi edinmek niyetindeyim. Çiçekleri gösteriş amaçlı kullanan onca insana inat. Onlar canlı bir sanat eseri. Ve öldürülüp satılması kadar yaralayıcı bir şey olamaz, olmamalı. Umarım çiçeklerin katledilip satılmadığı bir dünya var olur. Umarım..


Ve bir gün her renkten, her ırktan çocuğum olacak bahçemde, balkonumda. Zenginim diyeceğim. Çünkü bahçemde soyut somut bir sürü şey edindim. Çiçekler içindeyim. Artık zenginim anne…

Sevgiyle...

P.S.* (Birkaç yıl önce yazılmış bir yazımdır.)


"Boynumda elmas yerine, masamda çiçek olsun isterim."
Emma Goldman

11 Kasım 2016

KONUK YAZAR | ŞEYMA

Kasım 11, 2016

NEYE NİYET ?

Hani meşhur bir anlatı vardır:
Kızgın bir çölün ortasında bir kuyu vardır. Bir gün yolcunun biri buradan geçerken susayıp atından iner, derken atı başıboş kalmasın diye hemen yere bir kazık çakar ve atını bağlar, suyunu içip gideceği sırada ise "Benim gibi atını bağlayan olur belki, kolaylık olsun." diyerek kazığı bırakır ve yoluna devam eder. Derken yine bir yolcu susayıp kuyuya yöneldiği sırada kazığa takılır ve yere kapaklanır. "Benim gibi düşen biri olur belki, zorluk çıkarmasın." diyerek kazığı söker ve gider.

Şimdi, ne ilk yolcuyu, aslında yaptığı işin bir sonraki yolcu için kolaylık olmadığına; ne de ikinci yolcuyu, yaptığı işin bir başkasına zorluk çıkarmadığına ikna etmemize gerek var. Peki ama nasıl olur da ortada birbirine taban tabana zıt iki fiil varken netice aynı noktada buluşabilir? İyi niyet. İşte belki de şu dünyada olup bitenin kısa bir özeti; başkasına göre senin yaptığının zıttı iyilik olup, senin yaptığın ise kötülük gibi görününce kendi iyiliğinden vazgeçen, hatta bir yerden sonra belki de yanlış değerlendirilmenin verdiği hırçınlık duygusuyla başkasına göre iyilik olan bir şeyden bile vazgeçen, haksızlığa uğramış, içindeki iyilik yapma duygusunu kış uykusuna yatırmış insan hikayeleridir.

Oysa, bir başkasına göre yaşamak nasıl bir kaostur! Kime göre? Hangi kültürde büyümüş olana, eğitim geçmişi nasıl olana, yaşı ne kadar olgun olana göre? Sonsuz bir kombinasyon. Ve hatta bunların her biri sürekli değişim ve deveran içindeyken! Daha dün sevdiğini bugün sevmez, dün evet dediğine bugün hayır derken? İnsan bünyesi bu çeşitliliğe uyum sağlayabilir mi? Böyle mutlu olabilir mi? -E göreler, -a göreler bitmez. Belki de sahip olunan karakterin diğerleri tarafından kolayca kavranamayacağı nitelikte bir iyilik anlayışı vardır.  KİM bilir?
...
"Benim öncelikle iyi niyetli insanlara ihtiyacım var. İşi bilmeyene iş öğretebilirim ama iyi niyetli olmayanın niyetini değiştiremem."
Hakan Mengüç

Ziyaret ettiğiniz için;

Teşekkür ederim.