3 Haziran 2016

Ne Yazarsan Yaz!




 
      Yazmak üzerine yazmak istiyorum. Çünkü hepimiz bir yazarız aslında. Bazılarımız bir köşede bazılarımız bir ekranda bazılarımız kendi sayfalarında ve bazılarımızda içinde. Ve ben içinden yazanlara yazmak istiyorum ilk yazımda.

      Yazmak, kendi kendine konuşmanın kalem kağıt ile kayda geçirilmiş halidir. Yazmak, insanın kendi ile muhabbet etmesidir. Yazmak, kendinle sosyalleşmek değil midir? Başkaları ile olan sohbetten bin kat daha güzel ve özeldir.

      Her gün onlarca kişi ile sohbet ediyoruz, kısa veya uzun, derin veya yüzeysel. Her gün nasıllar, ne yapıyorlar soruyoruz. Ama içimizden neler düşünüyor ve neler hissediyoruz? Sorduklarında ne kadarını söylüyoruz veya söylediklerimiz ne kadar doğru? Hepimizde bir maske yok mu? Hepimizin içine attığı onca düşünce ve his yok mu? Mutluymuş gibi, iyiymiş gibi, her şey yolundaymış gibi maskeleri yok mu? Hepimiz içimizden bir şeyler yazıyoruz hem de her an! Bu yazılar birikiyor hem de her an. Sonra bunalımlara, depresyonlara hatta fiziksel hastalıklara kadar varıyor. Varmasın!  

      Ben yazmaya çok küçük yaşlarda, annemin bana verdiği bir defter ile başladım. "İçinden ne geliyorsa buraya yazabilir, anlatabilirsin." demişti annem. İlk başta neden olduğunu anlamasam da sonradan yazmanın bana neler kattığını anlamaya başladım. Ve yazmak bana neler mi kattı? Sanırım bunun cevabı buraya sığmaz ama özetleyeyim. İlk olarak ergenlik dönemimde kimseye anlatamadığım şeyleri yazdım ve rahatladım. İçimde tutmayıp bir yere aktardığım için kurtulmuştum. İçimizde kalan şeylerin bir şekilde açığa çıkması gerekiyordu ve bunu en nazik şekilde yapmanın yolu yazmaktı, bunu keşfetmiştim. Aklıma gelen her şeyi yazdım ve en güzel kısmı üzerinden bir süre geçtikten sonra dönüp okuduğumda hissettiğim şey harikaydı. Resmen 1 ay önce veya 1 yıl önceki bana dair yazılı bir belge vardı elimde. Neler yaşamış, neler hissetmiş ve neler düşünmüştüm. Nereden nereye gelmiştim. Değişimimi gözlemlemenin eğlenceli bir yoluydu, yazmak.

    Yazmak, bana en çok yalnızlığımı sevmeyi öğretti. "Hepimiz yalnızız." derdi annem, anlamazdım. Person of Interest dizisinde de bir kaç sahnede "Ölümün kıyısında hepimiz yalnızız." repliği geçiyordu. Bunlar beni yalnızlık konusunda düşünmeye iten şeylerdi hep. Sevdiklerim, ailem var niye yalnızım? diye düşündüm. Ama 1 dakika sonra ne olacağını hiç kimse bilmiyordu. Yani aslında var dediğimiz her şey, yoktu. Tutunduğumuz her şey gelip geçiciydi. Yalnızlığımızı sevmeli, kimseye bağımlı olmamalıydık. Oysa şimdi hepimiz bir şeylere bağlanmaktan öte tapıyoruz. Yalnız kalmamak için her şeyi yapıyoruz neredeyse. Çünkü canımız sıkılır yalnız kalırsak değil mi? Hayır, değil. İç sesiniz çıkar, vicdanınız bas bas bağırır, milyonlarca düşünce sarar. Sevmediğimiz, korktuğumuz yalnızlık adı altında kendimiz, iç sesimiz. O ses, kaçmanız gereken değil sarılmanız gereken bir şey.

      Bir kalem ve bir kağıt alın. Telefonu, bilgisayarı her şeyinizi bir kenara bırakın ve bir köşeye çekilin. Hatta klasik bir müzik açın ( benim favorim Evgeny Grinko - Valse ) ve fresh kokulu bir mum/tütsü yakın, derin bir nefes alıp yazmaya başlayın. İçinizden ne geliyorsa, ne hissediyor, ne düşünüyorsanız bunu korkmadan, saklamadan, utanmadan, apaçık kendinize yazarak anlatın. Hiçbir sınır olmadan yazın. Hiçbir ön yargı olmadan. İçinizdekileri o kara kutudan çıkarıp beyaz sayfalara boşaltın. Kendinizi keşfedin. Kendinizi affedin. Kendinizi sevin.
 Sevgilerle...



"Her şeye rağmen, ne pahasına olursa olsun yazacağım. Bu benim hayatta kalma savaşımdır."
Franz Kafka

12 yorum:

  1. Ne güzel söylemiş benim arkadaşım..:) Klavyene kuvvet tatlım ;) Bol şans:*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Güzel arkadaşım desteğin, yorumun için. :)

      Sil
  2. Yazmak bir terapi, hatta daha fazlasıdır. Bir psikologdan sakladıklarınız olabilir, ama bir defter ve kalemden hiçbir şey saklamazsınız. Ve kendinizle böylece yüzleşir, bir bir gönül bahçenizdeki dikenleri görür ve temizleme sevdasına tutulursunuz." Sevgili kızım, sen çok daha fazlasını anlatmışsın. Hepsinden önemlisi, bir sadelik içerisinde, yazar olma ve yazmak maskelerinden çok daha ötelere geçerek. Sevgimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim; beni bugünlere getiren, benim ben olmamın sebebi, yazmayı sevdiren, umutlu/pozitif bir birey olmamın kaynağı annem; ÇOK teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. ya evet gerçekten çok güzel ifade etmişsin; şu son paragraf çok ikna ediciydi, açıkçası ben de 19 yaşımdan beri yazarım ama bahsettiğin kadar açık yazmazdım, onu bir denemek istiyorum :) devam et yardımcı olmaya kanka ;)

    YanıtlaSil
  4. Yazmak (dedigin gibi icindeki yazari kesfedersen ortaya cikar) doğaustu bir rahatlama bence, hatta yazabildigini kesfetmek felsefe tasini bulmak kadar degerli. Yazdigini bir ertesi gun okudugunda sana yazarken düşündürdüğü ne varsa tekrar oturup kendinle onu dinlemek ve sana yaşattıklarının gercekten neler oldugunu bir kez daha enine boyuna anlamak ve bazilarinin seni gercekten de uzecek seyler olmadigini bazilarini ise defterinden silgiyle silsen silginin cani yanar diyecek kadar aci oldugunu kisacasi hayatin kisa oldugunu bir kez daha anlatir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için ÇOK teşekkür ederim melissacım :) Umarım hepimiz senin de dediğin gibi bu doğa üstü rahatlamayı (yazmayı) bu denli sever, anlar ve uygularız. Sevgiler..

      Sil
  5. Yazınızı okuyunca kendimden bir şeyler buldum. Hatta sanki kendim yazmışım ve bunlar benim kelimelerimmiş gibi hissettim. Çok samimi ve içten bir yazıydı. Ben de çoğu yazılarımı klasik müzik eşliğinde yazıyorum. Diğer yazılarınıza da fırsat buldukça göz atıp okuyacağım.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok teşekkür ederim. Yazdıklarımın hissedilmesi benim için çok değerli. Bunu benimle paylaşmanızda çok mutluluk verici. Klasik müzik, hissettiğiniz duyguyu kelimelere dökmenizi sağlayan bir sanat eseri gibi geliyor bana.
      Sevgiyle..

      Sil
  6. okuduğum en iyi yazın buyduuuu. seviyon sen yazmayııı eveet :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Sizden bunu duymak benim için bir onur efendim. :)

      Sil

Teşekkür ederim.

Ziyaret ettiğiniz için;

Teşekkür ederim.